Fotoğraf: Çınar Alyamaç
Uz. Dr. Gökçen Alyamaç İstanbul’da doğdu. Nişantaşı Kız Lisesi'ni
birincilikle
bitirdikten
sonra, 1995
yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne başladı ve
2001
yılında mezun
oldu.
Gazi Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda bir süre çalıştıktan
sonra
2003
yılında Dicle
Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı'nda uzmanlık eğitimine başladı ve
2008
yılında uzmanlık
eğitimini tamamladı.
Diyarbakır Ergani Devlet Hastanesi'nde mecburi hizmetini doldurduktan sonra Özel
Medicalpark Gaziantep
Hastanesi, Bursa Özel Medicabil hastanesi, Özel VM Medicalpark Bursa Hastanesi, Özel
Bursa
Medicana Hastanesi'nde toplam 12 sene çalıştı ve 2020 yılında kendi
muaynehanesini açtı.
Halen Uz. Dr. Gökçen Alyamaç Dermatoloji Kliniği'nde kozmetik
dermatoloji
ve
dermatolojik
hastalıklar (sedef, egzama, akne tedavisi, saç ve tırnak hastalıkları) ile ilgili
çalışmakta
ve
araştırmalar yapmaktadır.
Akne (diğer adıyla sivilce) kıl kökünde bulunan yağ bezlerinin
iltihaplanması
sonucu
ortaya
çıkan bir hastalıktır.
Başlıca 4 faktör akne oluşumuna neden olur:
Yağ üretiminde artış:
Ergenlik döneminde bazı hormonların (androjen vb.) aşırı uyarısı sonucu yağ
bezleri
büyür ve yağ
üretiminde artış
olur. Sivilceli kişiler, normal kişilere göre daha yağlı deri tipine
sahiptirler.
Aşırı yağ üretimine neden olan hormonlar kıllanma ve kadınlarda adet
düzensizliği
gibi
sorunlara
da yol açabilir.
Kıl folikülünde yapışkanlığın artması:
Sivilceli hastalarda kıl folikül hücreleri artar ve tıkanıklığa yol açabilir.
Klinik
olarak siyah noktalar (açık komedonlar) ve beyaz noktalar (kapalı komedonlar)
denilen sivilce tipleri bu şekilde meydana gelmektedir.
Derideki mikrobial etkenler:
Kıl folikülündeki bazı mikropların birikimi sivilce oluşumuna neden olur. Bu
mikropların en önemlisi Propionibacterium acnes olarak bilinmektedir.
Diğerleri staphyloccus epidermidis ve Pityrosporum ovale’dir.
İltihap:
Sivilceye neden olan bakterilerden salınan bazı maddeler iltihabi reaksiyona yol
açar. Bu olay sivilcenin kırmızı kabarık, kistik ve ağrılı şekilde ortaya
çıkmasına
neden olur.
Akne Oluşumuna Katkıda Bulunan Diğer Faktörler:
- İlaçlar: Lityum, Hidantoin, İzoniazid, Glukokortikoidler, Oral kontraseptifler, İyoditler, Bromidler, Androjenler, Danazol.
- Stres
- Oklüzyon ve baskı (elini yüzüne dayamak)
- Aknejenik mineral yağlar
- Kozmetikler
- Güneş
AKNE TEDAVİSİ
A vitamin türevi özel geliştirilmiş haplar (isotretinoin) yaygın sivilce ve
antibiyotik
tedavisi
ile
geçmeyen sivilce tedavisinde kullanılmaktadır. İlaçla ilgili pek çok yanlış
bilgi
mevcuttur. Bu
ilaç
ile ilgili doğru bilgi almak için mutlaka aşağıdaki açıklamaları okuyun.
- İsotretinoin kısırlık yapar mı? İlaç A vitamini türevidir ve A vitaminler gebelik sırasında kullanılamazlar. Eğer kullanılırsa bebekte bazı organ hasarları yapabilir. O nedenle İSOTRETİNOİN hamilelerde asla kullanılmamalıdır. Tedavi süresince ve tedavi bittikten en az 1 ay sonraki süreye kadar hamile kalmak önerilmemektedir. İlacı üreme organlarına etkisi yoktur.
- İsotretinoin depresyon vb ruhsal hastalık yapar ya da intihara eğilime neden olur mu ? Yapılan bilimsel çalışmalar isotretinoin ile ruhsal hastalık oluşma riski arasında bir bağlantı gösterilememiştir. Ancak daha önce depresyon tedavisi almış hastaların ilacı dikkatli kullanması önerilmektedir.
- İsotretinoin ilacının en sık görülen yan etkisi cilt kuruluğudur. İsotretinoin tedavisi sırasında ciltte, dudaklarda ve saçta kuruluk gözlenmektedir. Tedavi sırasında dudak ve cilt için nemlendirici krem ve losyonlar kullanılması gereklidir. Saçlarda kuruluk bazen saç dökülmesine neden olabilir. Ancak bu dökülme geçici bir durumdur ve ilaç kesildikten sonra normale döner. Göz kuruluğu olabilir. Bu durumda yapay gözyaşı damlaları kullanılabilir.
- İsotretinoin alan hastalarda kemik ağrıları olabilir mi? Özellikle uzun sure ve yüksek doz ilaç alanlarda kemik ağrıları görülebilir. Ancak bu durum herhangi bir bozukluğa bağlı değildir.
- İsotretinoin kan yağlarında artışa neden olabilir. Uzun sure ve yüksek doz isoretinoin kullanan hastalarda kan yağlarında yükselmeler olabilir. Ancak genç hastalarda ve kısa sureli tedavi alan hastalarda bu yan etki sık görülmez. İlaca bağlı artan kan yağları, ilaç kesildikten 2 ay sonra normale döner. O nedenle ilaca başlamadan önce mutlaka kan yağlarının ölçüldüğü bir kan tetkiki yapılmalıdır.
- İsotretinoin tedavisi almakta olan hastalar tetrasiklin grubu antibiyotikler ve saf A vitamin ilaçları ve A vitamini içeriği fazla olan yiyecekler (havuç , ciğer gibi) almamalıdırlar. Ayrıca ilaçla birlikte alkol almamalıdırlar.
Egzema ciltte çeşitli nedenlere bağlı oluşan kaşıntılı kızarıklıklar, sulantılı yaralar ya da kabuklu yaralar olarak ortaya çıkan bir grup hastalıktır. Egzema belirtileri vücudun herhangi bir yerinde görülebilir. Egzema farklı evrelerde görülebilir. Erken dönemde ciltte sulantılı, küçük su kabarcıkları şeklinde ortaya çıkabilir. Zamanla sulantılı yaralar kurumaya başlar. Geç dönemde ise ciltte çatlamalar ya da kabuklanmalar şeklini alır. Egzemanın her döneminde hastalığa kaşıntı eşlik etmektedir.
Vitiligo cilde renk veren hücrelerin kaybına bağlı oluşan ve beyaz lekeler olarak
görülen
bir
hastalıktır. Vücudun her yerinde görülebilir. Güneşe maruz kalan açık yerlerde
daha
sık
görülür.
Koyu ten rengine sahip esmer kişilerde daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Hastalığın oluşuma neden olan faktörler güneş ışığı, ağır hastalık durumları,
stres
sayılabilir.
Hastalığın seyri kişiden kişiye değişmektedir. Bazen vücutta az sayıda beyaz
leke
olarak
başlayan hastalık bir sure sonra kendiliğinde geçebilir. Ancak bazı durumlarda
beyaz
lekeler
giderek yayılır ve tedaviye iyi cevap vermeyebilirler.
Vitiligolu hastalarda bazı iç organ hastalıkları daha sık görülmektedir. Bu
hastalarda
tiroid
hormon fonksiyonları, şeker hastalığı, kansızlık ve vitamin eksiklikleri mutlaka
araştırılmalıdır.
Benler cilde renk veren hücrelerin cilt altında normalden farklı şekilde yerleşmesi ile oluşmaktadır. Benlerin renkleri, şekilleri ve boyutları bu yerleşimine göre değişiklik göstermektedir. Ben oluşumuna neden olan en önemli faktör ailesel geçiştir. Açık tenli ve mavi-yeşil gözlü olanlar, sarı-kızıl saçlı olanlar, çillenme eğilimi olan kişiler, güneşte kolay yanabilen cilt tiplerinde benler daha fazla görülmektedir.
Sedef hastalığı ciltte kızarıklık ve pullanma ile ortaya çıkan bir hastalıktır. En sık tutulan alanlar saçlı deri, dirsek, diz bölgesidir. Hastalık çoğunlukla bu bölgelerde başlar. Bazen cildin diğer alanlarına yayılabilir. Sedef hastalığı her yaşta ortaya çıkabilir. Sedef hastalığı hem erkek hem de kadınlarda eşit sıklıkta görülmektedir. Bazı hastalarda kaşıntı görülebilir. Hastalık iyileşme ve tekrar ortaya çıkma dönemleri gösterir ve yıllar boyu sürebilir. Hastalığın süresi kişiden kişiye değişmektedir. Hastalık bazı kişilerde 1-2 ayda geçerken, bazı hastalarda yıllarca sürebilir. Hastalık bulaşıcı bir hastalık değildir.
Tırnak mantarı, tırnak plağında kalınlaşma, sarı-kahverengi renk değişimi
şeklinde
görülmektedir.
Hem el hem de ayak tırnaklarında ortaya çıkabilir. Ayak parmaklarındaki yapısal
bozukluklar,
sürekli nemli kalması, aşırı terleme, dar ayakkabılar tırnak mantarı oluşumunu
kolaylaştırmaktadır. Tırnak mantarı tedavisi uzun süreli ve sabır isteyen bir
tedavidir.
Tırnağa
sürülen özel cilalar ve ağızdan alınan mantar ilaçları ile tedavi edilmelidir.
Ağızdan
alınan
ilaçlar 3-4 ay süreyle kullanılmalıdır. Son yıllarda tırnak mantarı tedavisinde
lazer
yöntemleri
kullanmaktayız. Lazer tedavisi haftada 1 seans olmak üzere toplam 4 seans
yapılmaktadır.
Tırnak Batması Nasıl Ortaya Çıkar ve Nasıl Tedavi Edilir?
Tırnak batması dar ve sivri burun ayakkabı giymek, tırnakları çok kısa kesmek,
yanlış
pedikür
uygulamaları sonucunda oluşmaktadır. Tırnakların yan kenarları kıvrılarak cildin
içine
girer ve
batan tırnağın etrafındaki ciltte kızarıklık, kabarıklık meydana gelir. Sürekli
tırnak
batması
enfeksiyonlara neden olabilir, ağrıdan dolayı yürürken rahatsızlık meydana
gelir.
Tırnak
batması
tedavisi öncesi aktif enfeksiyon varsa öncelikle enfeksiyon tedavi edilmelidir.
Hafif
derecede
bir tırnak batması varsa tırnağı batan kısmından ayırmak için tel, gazlı bez
kullanılarak
rahatlama sağlanır. Ancak batma derecesi fazla ise, tırnak kenarında sık
iltihabi
şişlik
oluyorsa tırnağın batan kısmı çıkarılarak tedavi edilebilir. Tırnak batma
probleminde
önemli
olan tırnağın doğru kesilmesini sağlamaktır.
Saçlar ve saç şekilleri toplumda her zaman sosyal ve kültürel açıdan büyük öneme sahip
olmuştur.
Ancak bazı hastalıklar, uygun olmayan saç bakım ürünleri saçlarda dökülmeye yol
açabilir.
Saçlar
incelmeye başladığında, aşırı miktarda dökülmeye veya saçlı deride açık alanlar
oluştuğunda
bir
dermatoloğa başvurulmalıdır.
Saçların büyüme ve gelişme dönemi 3 evreyi içermektedir:
- Büyüme evresi (Anagen Evre): Bir kişinin saçlı derisinde bulunan saçları yaklaşık %90’ı büyüme evresindedir. Bu dönem 2-6 yıl kadar sürmektedir.
- Dinlenme evresi: Büyüme evresini izleyen dönemdir. 2-3 ay kadar sürmektedir.
- Dökülme evresi: Dinlenme evresini tamamlayan saçlar köklerinden ayrılarak dökülürler. Dökülen kıl kökünden yeni saç gelişimi başlar ve böylece döngü tekrar başlamış olur.
Saç Dökülmesi Neden Meydana Gelir?
- Saçlara uygulanan bazı kimyasallar-saç boyaları, renk açıcılar, kalıcı permalar, saç kuvvetlendirici maddeler- saçlarda hasara yol açabilir. Bu ürünler sık kullanılırsa, uzun süre saçlarda bırakılırsa, aynı anda birden fazla uygulama yapılırsa saçları zayıflatır, kolay kırılmasına neden olur.
- Saça verilen şekiller saç kaybına neden olabilir. Saçların sıkı toplanması, at kuyrukları yapılması saç dökülmesini artırmaktadır.
- Saçların sık şampuanlanması, taranması ve fırçalanması kolay kırılmasına ve dökülmesine neden olur. Şampuanlama sonrasında saçlar kremlenmeli ve böylece kolay taranması sağlanmalıdır. Saçlar ıslak olduğunda daha kolay kopar, kırılır ve dökülür. O nedenle saçlar kuruduktan sonra taranmalı ya da fırçalanmalıdır. Saçlar için yumuşak malzemeden yapılmış tarak ya da fırçalar kullanılmalıdır.
- Genetik faktörler saçların dökülmesine neden olmaktadır.
- Ateşli hastalıklar, tiroid hastalıkları, demir eksikliği, sıkı diyet programları, kanser ilaçları, tüberküloz ilaçları saçlarda dökülmeye yol açmaktadır. Doğum sonrası annelerde saç dökülmeleri görülmektedir. Hormonal değişikliklere bağlı saç döngüsündeki farklılaşmaya bağlı dökülme görülmektedir.
- Psikolojik etkenler ve stres, saç dökülmelerine neden olan en önemli faktörlerden birisidir.
- Bölgesel saç dökülmeleri (pelad=Alopesi areata): çocuklarda daha sık görülür. En sık saçlı deride sınırlı alanda tam saç dökülmesi oluşur. Bazen tüm vücut kıllarında da dökülmeler olabilir. Hastalığın nedeni tam bilinmemektedir. Stres ve bazı psikolojik sorunlar hastalığı tetikleyebilir. Saçlar tedavi ile tekrar çıkabilir. Nadir vakalarda saç kaybı kalıcı olabilir.
Cildimizde zamanla oluşan değişikliklerden en önemlisi cilt altındaki yağ dokunun
azalması ve
cilde nem ve gerginlik sağlayan maddelerin kaybıdır. Bu olayın sonucu ciltte hacim
kaybı,
kırışıklıklar, ciltte çökmeler, sarkmalar ve dudaklarda incelme ortaya çıkmaktadır.
Estetik
amaçla yapılan dolgu uygulamaları ciltteki ince ve derin kırışıklıkların
giderilmesi,
çukurların, yara izlerinin ve ciltteki hacim kaybının yok edilmesi, ince dudakların
belirginleştirilmesi amacıyla cilt altına uygulanan özel enjeksiyon tedavisidir.
Dolgu enjeksiyonu tedavisi sonrası kısa sürede daha genç bir görünüm sağlanır. Dolgu
estetiği ile yüzdeki yorgun i giderilir.
Yıllar içerisinde ciltte elastik lif, kollajen lif, yağ tabakası ve hyaluronik
asitin
azalmasına bağlı olarak kırışıklıklar ve sarkmalar meydana gelir. Özellikle göz,
ağız,
çene,
boyun, burun, alın bölgesinde kırışmalar ve sarkmalar ortaya çıkar. Yüzün alt
kısımlarında
sarkma ve kırışıklıklarda dolgu enjeksiyonu başarıyla kullanılabilir. Bazen dolgu
maddesinin
kollajen üretimini arttırıcı etkisi olabilmektedir. Bu amaçla en sık hyalüronik asit
kullanılır.
Botoks, Clostridium Botulinum adı verilen bir bakteriden elde edilen bir ilaçtır.
Tıpta
farklı alanlarda (fizik tedavi, göz ve nörolojik hastalıklar) kullanılmaktadır.
Estetik
dermatolojide ise yüzde bulunan ve mimiklere bağlı oluşan kırışıklıkların
tedavisinde
uygulanmaktadır. Botoks uygulamaları kas içine yapılmaktır. Botoks, kaslarda geçici
bir
süreyle gevşemeye neden olur. Kaslarda kasılma olmayınca mimiğe bağlı kırışıklıklar
oluşmaz
ya da kırışıklığın oluşması engellenir.
Özellikle alın, göz kenarı, kaş çatma çizgisi, boyundaki ve diğer çizgilerde
kullanılması
sonucu kırışıklıkların açılmasında, büyük bir başarı sağlar. Yapılan uygulamayı
takiben
3.gün etkileri başlar 15. gün net etkisini gösterir.4-6. Aydan sonra uygulama
tekrarlanabilir.
Uygulama Alanları:
- Kaş Arası Uygulaması
- Alın Uygulaması
- Göz Kenarı Uygulaması
- Ağız Çevresi
- Çene Uygulaması
- Boyun Uygulamaları
Ayrıca klasik kullanım alanlarının yanında, son zamanlarda uygun dozlarda, boyun, dudak üstü, dekolte ve yanak bölgesinde ki ince kırışıklıklara ve burun ucunu kaldırmak için de uygulanmaktadır.
PLEXR Tedavisi Genel Bakış:
PLEXR, çeşitli cilt sorunlarını tedavi etmek ve yüz estetiğini artırmak için plazma
teknolojisini kullanan cerrahi olmayan bir kozmetik prosedürdür. "Altın İğne"
terimi, PLEXR tedavisi için bir argo veya marka adı olabilir ve İngilizce'de "Golden
Needle" olarak çevrilebilir.
PLEXR Nasıl Çalışır:
PLEXR tedavisi sırasında bir cihaz, havadaki gaz partiküllerini iyonlaştırarak
plazma oluşturur. Bu plazma daha sonra cildin belirli alanlarına yönlendirilir ve
kontrollü mikro yaralanmalara neden olur. Bu mikro yaralanmalar, cildin doğal
iyileşme süreçlerini uyararak kollajen üretimini ve cilt sıkılaşmasını teşvik eder.
Yaygın Uygulamalar:
Cilt Sıkılaştırma: PLEXR, gevşek veya sarkık cildi sıkılaştırmada etkili
olduğu
bilinmektedir, özellikle göz kapakları, boyun ve çene gibi bölgelerde.
Kırışıklık Azaltma: PLEXR tarafından oluşturulan kontrollü mikro yaralanmalar, ince
çizgi ve kırışıklıkların görünümünü azaltmaya yardımcı olur, daha düz bir cilt
sağlar.
Yara İzi Düzeltme: PLEXR, yara izlerinin görünümünü iyileştirmek için
kullanılabilir, bunlar arasında akne izleri veya cerrahi izler bulunabilir,
kollajenin yeniden şekillenmesini teşvik eder.
Pigmentasyon Düzeltme: Tedavi, belirli pigmentasyon sorunlarına çözüm
sağlayabilir,
cilt tonunu ve dokusunu artırabilir.
Cerrahi Olmayan Göz Kaldırma: PLEXR genellikle cerrahi olmayan göz kaldırma
işlemleri için kullanılır, göz çevresindeki cildi kaldırma ve gençleştirme işlevi
görür.
Ben ve Deri Lekesi Kaldırma: PLEXR ile belirli deri lezyonları, benler veya
iyi
huylu büyümeler tedavi edilebilir veya çıkarılabilir.
İyileşme ve Sonuçlar:
PLEXR'ın avantajlarından biri, cerrahi prosedürlerle karşılaştırıldığında minimal
iyileşme süresidir. Hastalar, tedavi sonrasında kızarıklık, şişme ve küçük
kabuklanmalar yaşayabilir, ancak bunlar genellikle bir hafta içinde geçer. Sonuçlar,
cilt iyileşmeye devam ettikçe daha belirgin hale gelir ve optimal sonuçlar birkaç
hafta içinde elde edilir.
Düşünülmesi Gerekenler:
PLEXR'ı düşünen bireylerin nitelikli ve deneyimli bir uygulayıcı ile danışması
önemlidir. Tedavinin güvenliği ve etkinliği, doğru uygulama ve sonrasında verilen
bakım talimatlarına bağlıdır.
ALTIN İĞNE Tedavisi Genel Bakış:
"Altın İğne" terimi, bir "Altın İğne" içeren kozmetik bir prosedürü ima etmektedir.
Belirli detaylar değişebilir ancak bu, yüz gençleştirme tekniği veya özel bir cilt
bakımı tedavisi olabilir.
Potansiyel Prosedürler:
Altın Kaplama İğnelerle Mikro iğneleme: Mikro iğneleme, cilde mikro
yaralanmalar
oluşturmak için ince iğnelerin kullanılmasını içerir ve kollajen üretimini uyarır.
Altın kaplama iğneler, genel deneyimi iyileştirebilir ve ek faydalar sunabilir.
Düşünülmesi Gerekenler ve Danışma:
Her kozmetik prosedürde olduğu gibi, ALTIN İĞNE uygulamalarına ilgi duyan bireylerin
nitelikli bir cilt bakım profesyoneli ile danışmaları önemlidir. Cilt tipi,
endişeler ve hedeflerin detaylı bir değerlendirmesi, en uygun yaklaşımın
belirlenmesine yardımcı olacaktır.
Tedavi Sonrası Bakım:
Belirli bir prosedüre bağlı olarak, bireyler genellikle hafif kızarıklık veya hafif
rahatsızlık yaşayabilir ve uygulayıcılar en iyi iyileşme için yönergeler sağlarlar.
Sağlanan bilgilerin genel bilgi temelinde olduğunu ve doğru ayrıntılar için lisanslı
bir uygulayıcı veya estetisyenle danışmanın önerildiğini unutmak önemlidir.
Saç dökülmeleri genetik olan ve genetik olmayan saç dökülmesi şeklinde ikiye ayrılır.
Genetik
olmayan saç dökülmeleri doğum sonrası, ameliyatlardan sonra, ilaçlara ve bazı
eksikliklere
bağlı, stres sonrası olabilir. Tiroid hastalıkları, demir eksikliği, vitamin
eksizklikleri
saç dökülmesinde önemli etkenlerdir.
Günlük saç kaybı 100 saça kadar normal kabul edilir. Sonbahar aylarında daha çoktur.
Mezoterapi, her tip saç dökülmesinde temel tedavi ya da bu tedavilere ek tedavi
olarak
uygulanabilir.
Saç mezoterapisi nasıl uygulanır?
Saç mezoterapisi, saç dökülme tipine göre saçlı deriye minik enjeksiyonlar şeklinde
uygulama
yapılır. Uygulama dökülme şiddetine göre 10-15 gün aralıklarla 8-10 seans şeklinde
yapılabilir. Uygulamanın yapıldığı gün saçlar yıkanmaz.
Saç mezoterapi uygulamasının herhangi bir yan etkisi yoktur. Saçların 3. seanstan
sonra
dökülmesi azalır.
Yüz mezoterapisi yani diğer adı ile mezolift, cildi gençleştirmek için yüze, boyun ve
dekolte
bölgesine ve ellere uygulanan bir mezoterapi yöntemidir. Cildimiz zamanla nemini
kaybeder,
elastikiyeti azalır, solukve mat bir görünüm alır.
Mezolift yöntemi ile yaşla birlikte oluşan bu değişiklikler azalır ve kaybolur.
Yüz mezoterapisi yönteminde hangi maddeler kullanılmaktadır?
Mezolift yönteminde cilde nem veren en önemli madde olan hyaluronik asit
kullanılmaktadır.Özellikle kuru ciltlerde cilt altına yapılan hyaluronik asit
injeksiyonları
cilde nem kazandırarak parlak ve ışıltılı bir görünüme yol açar. Mezolift yönteminde
cildin
azalmış ya da hasara uğramış kollajeninin onarılması için vitaminler (A, B, C, E
vitaminleri), peptidler ve mineraller kullanılmaktadır. Özellikle sigara içenler ve
güneş
hasarı olan cilt yapısında bu maddeler antioksidan etki göstererek cildi onarır,
destekler.
Kulak arkasından alınan bir parça dokunun, laboratuvar ortamında, cildin genç kalmasını sağlayan fibroblastlarına ayrılıp çoğaltılması yöntemidir. Çoğaltılan hücreler, yüze tekrardan enjekte edilmektedir. Bu yöntemle yüzdeki kırışıklıklar, ve derin olukların tedavisi, dudakların biçimlendirilmesi, akne izlerinin, hatta uzun süreli deri yaralarının ve izlerinin tedavisi için kişinin kendine ait (otolog) canlı alt deri hücreleri (fibroblast) dolgu maddesi olarak kullanılmaktadır. Bu hücreler kolajen sentezleyerek derinin yeniden yapılanmasını sağlamaktadır
PRP (Platelet Rich Plasma), trombositten zenginleştirilmiş plazma tedavisinin kısaltılmış ismidir. Bu yöntemde, kişiden alınan kanın özel bir tüpe konularak bir dizi işlemden geçirildikten sonra, yine aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesi şeklinde uygulanmaktadır.
Dermaroller elle tutulan bir kabzası ve bunun ucunda içinde çok sayıda, son derece
ince
paslanmaz çelikten olan iğnelerle çevrelenmiş silindir şeklinde bir alettir.
Dermaroller
tedavisi, “mesoroller, mikroiğne tedavisi veya kollojen indüksiyon tedavisi” gibi
çeşitli
isimlerle de bilinmektedir.
Dermaroller cilt üzerinde minik yaralar açar ve iğneleme sayesinde deri üzerinde
ufacık
iğne
ucu büyüklüğünde kanamalar olur. Bu sayede uyarılan yara iyileşme mekanizması ile
cilt
üzerinde esnekliği ve gerginliği sağlayan büyüme faktörleri ortaya çıkarlar. Böylece
ciltte
nemlenme, dolgunluk, esneklik ve parlaklık sağlanmış olur.
Tedavi öncesinde anestezik kremler sürülür. Dermaroller işlemi iz bırakmadan 1-3
günde
iyileşir. Dermaroller ile tedavide arzu edilir etki oluşması için 4-6 hafta
aralıklarla
ve
çok sayıda iğnelemeye ihtiyaç vardır. Dermaroller tedavisi mezoterapi ve PRP
tedavisi
ile
birlikte uygulanabilir.
Terleme vücut ısımızın dengelenmesi için gereklidir. Ancak bazen vücudumuz normalden
dahah
fazla ter üretir. Bu duruma aşırı terleme (hiperhidrozis) denilmektedir. Aşırı
terleme
iç
organ hastalığına bağlı oluşabilir. Sinir sistemi hastalıkları veya hormonal
hastalıkların
bazıları aşırı terlemeye neden olabilir. Ancak bazen altta yatan bir hastalık
bulunmaz.
Terleme stress ve utanma gibi psikolojik durumlarda ortaya çıkabilir. Bu durumlarda
aşırı
terleme genellikle koltukaltı, avuç içi, ayak tabanı ve yüzde alın bölgesinde ortaya
çıkmaktadır.
Aşırı terleme çoğu kişi için sosyal bir sorundur. Aşırı terlemeye bağlı giysilerde
leke
oluşumu ve kötü koku oluşabilir.
Aşırı terleme tedavisinde son yıllarda uygulanan en etkili tedavi yöntemi botoks
uygulamalarıdır. Botoks ter bezlerinin çalışmasını engelleyerek terlemeyi
önlemektedir.
Cilt gençleştirme ve ciltteki sarkmaların tedavisinde özel geliştirilmiş altın
kaplama
iplikler kullanılarak yapılan işlem ameliyatsız yüz germe işlemi olarak
bilinmektedir.
Bu
metod son yıllarda kullanılmakta olan bir cilt gençleştirme yöntemidir. Herhangi bir
anestezi gerektirmez. Bu yöntemde özel üretilmiş altın ipler deri alına
yerleştirilir.
Haftalar içinde ip çevresinde cildin esnekliğini sağlayan yeni kollajen demetleri
oluşur.
Deri altına yerleştirilmiş bu ipler cilt altındaki dolaşımın artmasına ve cilde nem
veren
hyaluronik asit denilen maddelerin artışına yolaçar. Böylece cilt daha genç görünür,
sarkmalar ve kırışıklıklarda azalma meydana gelir. Uygulamanın etkisi birkaç hafta
içinde
başlar ve 2 yıl kadar sürebilir.
Hangi Tür İpler Kullanılır?
İple yapılan yüz gençleştirmede ameliyatlarda yıllardır kullanılan PDO
(polidioxanone)
maddesinden üretilen ipler kullanılmaktadır. Bu ipler ciltle uyumlu, tamamen
eriyebilen,
herhangi bir allerji riski olmayan ve güvenilir maddelerdir. Değişik kalınlık ve
boyutlarda
bulunurlar. İstenen etkiye göre doğru ip seçimi yapılmalıdır. Cilt gençleştirme
tedavisinde
düz ve sarmallı ipler kullanılır. Cilt sarkmaları için ip kenarında dikensi
çıkıntıları
olan
kalın ipler kullanılır.
ÖNEMLİ: Bu web sitesindeki içerikler tamamen bilgilendirme amaçlıdır. Gerçek doktor kontrolünün ve muayenesinin yerini tutamaz. Bu sitedeki bilgilerin hekim kontrolü olmaksızın uygulanması durumunda oluşabilecek her tür şikayet ve durumdan, Uz. Dr. Gökçen Alyamaç sorumlu tutulamaz. En doğru teşhis için lütfen doktorunuza başvurunuz.
- ↗ Aytekin, Sema, Alyamac, Gokcen (2013). Two new cases with costello syndrome. Dermatology Online Journal, 19(8). http://dx.doi.org/10.5070/D3198019267
- ↗ Harman, Mehmet, Sedat Akdeniz, Gokcen Balci, and Ali Uzunlar. "A brownish-red plaque in an adult." Indian Journal of Dermatology, Venereology, and Leprology 75, no. 1 (2009): 101. Gale OneFile: Health and Medicine (accessed January 25, 2023). https://link.gale.com/apps/doc/A192829447/HRCA?u=anon~ac9c083c&sid=googleScholar&xid=844e7faa.
- ↗ Balci, Gokcen, Sabiha Zelal Baskan, and Sedat Akdeniz. "Ectodermal dysplasia: report of four cases and review of literature." International Dental & Medical Disorders 1.1 (2008).
- ↗ Aytekin, Sema, Balci, Gokcen, & Duzgun, Ozgur Yagdiran (2005). Febrile ulceronecrotic Mucha-Habermann disease: A case report and a review of the literature. Dermatology Online Journal, 11(3). http://dx.doi.org/10.5070/D36kp6f1j2 Retrieved from https://escholarship.org/uc/item/6kp6f1j2
İletişim Bilgileri
gokcenalyamac@gmail.com | |
Telefon | 0224 503 68 08
0536 216 98 14 |
Adres | İhsaniye Mahallesi Leylak(110.)Sokak B Blok No:5B 16 Plaza 224 Nilüfer/ BURSA |
@gokcenalyamac |
Her türlü soru ve önerinizi form yardımıyla gönderebilirsiniz.
Tasarım ve geliştirme: ↗ Ecem Ergin.